• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/istanbulpsikoterapimerkezi
  • http://www.twitter.com/psikologdestek

UÇUŞ KORKUSU

Destek : 0505 767 58 85

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam18
Toplam Ziyaret237764
Köşe Yazıları
Aile Çocuk Danışmanı Filiz Gülgör
- HER ÜZÜNTÜ DEPRESYON DEĞİLDİR -

Aile Danışmanı Sinem SAYIŞMAN Çocuk Ergen 0533 373 81 23
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Aile Evlilik Çift Terapisti Fulya Güner 05333738123
OKB’nin Nedenleri..

Aile ve Çift Danışmanı Psikologataknşahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Ass. Prof. Dr. Muhsin Yılmazçoban 0555-3761011
Görücü Usulu Evlenmek Mi ? Flört mü?

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 (546) 932 46 24
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Danışmanı 0544-7243650
👨🏻‍🏫👩‍🏫Yabancı sınıf arkadaşlarımla nasıl daha cesur iletişim kurabilirim? Sesimi nasıl duyurab

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

istanbuldanışmanlık ve koçluk merkezi psikologpedagog 05057675885
DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE VE VELİLERİNE ÖNERİLER

istanbul Klinik Psikolog Ahmet Töremen 0542 775 01 04
Problemin tanımlanması mı çözülmesi mi ?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?

istanbul yaşam koçu 05321583555
KADİR ABİ

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

Psikolog Gülce Agat 0532 158 35 55
Karne Heyecan mı Kabus mu?

Psikolog Konuşma Terapistleri 0216 3476003
özgüven

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

Ucma Korkusu Tedavi Merkezi Uçak Fobisi Telefonu 0533 373 81 23
Uçak Fobisini veya Korkusunu Nasıl Yenerim?

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS
Kendi Varlığını Duyurma Haykırışı: Saldırganlık ve Kızgınlık

Uzman Klinik Psikolog Gülten Demirdöven Aile Koçları 0533-3738123
My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123

Uzman Klinik Psikolog Pedagog Gülten Demirdöven 0544-7243650
Zaman zaman bedenimizin klima sistemi bozulabiliyor değil mi?

Uzman Klinik Psikolog Pegadag Gülten Demirdöven
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Uzman Psikolog Gülşah Babaoğlu
ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE BAĞLANMA STİLİ VE BENLİK SAYGISI DERECESİ İLE SÜREKLİ ÖFKE VE ÖFKE İFADE B

Uzman Psikolog Hakan ÖZBAYİS-0533 373 8123
PSİKOTERAPİ NEDİR?

Uzman Psikolog Uzman Pedagog 0505-7675885
UÇUŞ FOBİSİNİ VE UÇUŞ KORKUSUNU YENME YOLLARI

Yaşam Koçu-Aile Koçu-Eğitim Koçu Ayşim Çulfa 0544-7243650
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

YAŞAM KOÇU ÖĞRENCİ KOÇU SİNAN SEYFİ YETKİNER
İSTİFÇİLİK BOZUKLUĞU

Yaşam Koçu Öğrenci Koçu PsikoTerapist Ayşim Çulfa
BAŞARI ÖYKÜMÜZ

Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Saat
Hava Durumu
Psikoloji Videoları
Psikoloji Eğitimleri
Psikolog Konuşma Terapistleri 0216 3476003
danisman724@hotmail.com
somatoform bozukluklar
30/01/2012
Somatoform Bozukluklar
Bu hastalık grubunun 5 kategorisi vardır.
•Somatizasyon Bozukluğu
•Konversiyon Bozukluğu
•Ağrı Bozukluğu
•Hipokondirasis
•Beden Dismorfik Bozukluğu

Somatoform Bozuklukları
Somatoform bozukluklar eskiden sadece histeri olarak bilinirdi. Somataform bozuklukların en temel özelliği kişide bu ağrıların sebebi organik bir nedene bağlı değildir. Kişi ruhsal sorunlarını bedensel belirtilerle gösterir. Bu hastalıkta fizyolojik etkenler ve bilinçdışı çatışmalar birlikte etkendir.
1)Somatizasyon Bozukluğu 
Hastanın ortaya koyduğu bedensel yakınmalar bir organ sistemiyle sınırlı değildir. Bu kişiler aynı şikayetlerden dolayı farklı farklı doktorlara başvururlar, çantaları ilaçlarla dolu olduğu halde ve hastalığının devam ettiğini ifade ederler. Hasta şikayetlerini anlatırken abartılı- dramatik bir dille anlatır. Kişilerin toplumsal mesleki ya da işlevselliğin önemli diğer olanlarda bozulmalar ortaya çıkar. Her türlü birden çok organ ağrır; sırt ağrıları, bulantı, kusma, kalp çarpması, solunum güçlüğü, ses kaybı (afoni), adrar yapamama (anuri), cinsel işlevlerde bozukluk, ishal gibi mide- barsak sistemi yakınmaları vardır. 

Yapılan araştırmalarda; Tüm toplumda bu hastalığa ömür boyu yakalanma riski % 0.1- 0.5’ tir. Kadınlarda daha çok görülür. Kadınların % 1- 2’ sini etkiler. Düşük eğitimli kişilerde ve düşük sosyoekonomik gruplarda daha yaygındır. Genellikle ergenlikte ve genç erişkinlikte yakınmalar sergilerler. Bu hastaların aile öyküsünde de benzer hastalığı olan kişilere rastlanmıştır. Bu tanıyı almış kişilerin kız kardeş ve annelerinde hastalık % % 10- % 20 dolaylarında görülür. Tek yumurta ikizlerinde eş hastalanma oranı % 29, çift yumurta ikizlerinde % 10’ dur. Başkalarına karşı duyulan öfkenin regresyonu ( bastırma); öfkesini kişi kendisine yönlendirir. Bu yüzden kişi içine yaşadığı psikolojik durumunu bedensel belirtiler şeklinde verir. Bu kişiler sürekli tedavi arayışı içindedirler. Bedensel yakınmalar nedeniyle doktor doktor gezerler hatta gereksiz yere ameliyat olabilirler, gereksiz yere sık sık ilaç kullanabilirler. Bu tür uygulamalar hastalığın iyice yerleşmesine yol açar.

Dsm IV Tanı Kriteri Kitabına Göre;
(1) dört ağrı semptomu: En az dört ayrı yer ya da işlevle ilişkili ağrı öyküsünün olması (örn: baş, karın, sırt, eklemler, göğüs, rektum,cinsel ilişki sırasında ya da idrar yapma sırasında). 
(2)İki gastrointestinal semptom: Ağrı dışında en az iki gastrointestinal semptom öyküsünün bulunması (örn:bulantı, şişkinlik, gebelik sırasında olanın dışında kusma, bir çok değişik yiyeceğin dokunması).
(3)Bir cinsel semptom: Ağrı dışında en az bir cinsel ya da üreme organlarıyla ilgili semptom öyküsünün olması (örn: cinsel ilgisizlik, erektil ya da ejakülatif işlev bozukluğu,gebelik boyunca kusma)
4)Bir psödonörolojik semptom: Ağrı ile sınırlı olmayan ve nörolojik bir durumu düşündüren en az bir semptom ya da defisit öyküsünün bulunmadı(çift görme, afoni, halisinasyonlar, körlük, sağırlık) 

2)Konversiyon Bozukluğu
Bilinen herhangi bir fiziksel bozuklukla açıklanamayan ve organik 
arızaya rastlanmayan ancak fiziksel bozukluk belirtileri veren 
şikayetlerdir. Kişide bir veya birden çok duyusal ya da nörolojik belirti ortaya çıkar. Felç, yutma güçlüğü, denge bozukluğu, kusma, ses 
çıkaramama ( afoni), körlük, çift görme, sağırlık, bir tünelden ve ya 
borudan bakıyormuş gibi görme bozukluğu, sesini kısma veya tamamen 
kaybetme, kaslarını hareket ettirememe, epileptik nöbetlere benzer 
bayılma nöbetleri, hislerde donukluk, idrar tutukluğu gibi şikayetlerdir. 
Hastalar sorunlarının ruhsal olduğunun farkında değildir ve istemli 
olarak bu belirtileri kontrol edemezler, yan belirtiler bilinçli olarak ortaya çıkmaz. Bu hastalığın toplumda ne sıklıkta olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bu bozukluğu gösteren kişilerin ailelerinde daha sık görülür. 

Yapılan araştırmalara göre; Kadın ve erkek oranlarına bakarsak 
kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğü sonucu çıkmıştır. Bu 
hastalık her yaşta görülebildiği gibi sıklıkla ergenlik ve genç erişkinlik döneminde ortaya çıkmaktadır, çocuklarda ise daha nadir görülebilir. 10 yaşın altında ve 30 yaşın üstünde seyrek görülmektedir. Ancak araştırmalar 50- 60 yaşları arasında hastalığın görülme oranının arttığını göstermektedir.Düşük sosyoekonomik seviyede daha sık rastlanmaktadır. Hastane polikliniklerine başvuranların % 10’ u, tüm psikiyatri polikliniklerine başvuran hastaları % 5- % 15 ‘ ini bu hastalar oluşturur. Hastalık tekrarlayıcı olmaya eğilimlidir. Fakat arada hastalıksız dönemlerde bulunur. Hastalar genelde hastalıklarına karşı kayıtsızdır. Hastalar belirtilerinden bahsederken sanki başkasının hastalığından söz ediyormuş gibi kayıtsız kalmaktadır. 

DSM IV Tanı Kriteri Kitabına Göre;
Motor semptom ya da defisit gösteren (örn: koordinasyon ya da denge bozukluğu, paralize ya da lokalize güçlükler, yutma güçlüğü ya da ‘’boğazda yumru’’, afoni)
Duyu semptomu ya da defisiti gösteren (örn: dokunma ya da ağrı duyumu kaybı, çift görme, körlük, sağırlık ve halisinasyonlar)
Katılmalar ve Konvülsiyonlar Gösteren: İstemli motor ya da duyu komponentleri olan konvülsiyonlar ya da katılımları kapsar
Karışık Görünüm Sergileyen: Birden fazla kategorinin semptomları varsa.

3)Ağrı Bozukluğu
Kişide bedensel bir hastalık olmamasına ragmen, kişi sürekli şiddetli ağrılarından yakınır. Fakat ağrılar klinik açıdan değerlendirilmesi gerektiği ölçüsünde şiddetlidir. Ağrıların başlaması için stres ve çatışma yakından bağlantılıdır. Ağrılar anestezi ( dokunma ve ağrı hissinin olmaması) ve parastezi (karıncalanma gibi hisle) gibi semptomlarla birlikte olabilir. Kişinin ağrı yakınmaları çevresi tarafından ödüllendirilirse kişinin ağrı davranışları güçlenir. Böylelikle hasta istemediği davranışlardan kurtulur. Ağrı sevgi elde etmenin bir yöntemi olabilir ya da bir ceza olarak kullanılabilir. Herhangi bir yaşta, genellikle 30- 40 ‘lı yaşlarda ortaya çıkar ve kadınlarda daha sık görülür. Birinci dereceden akrabalarda depresyon, alkolizm ve ağrı bozukluklarında yüksek görüldüğü bildirilmiştir.

DSM IV Tanı Kriteri Kitabına Göre;
Bir ya da daha fazla anatomik bölgede görülen ağrı klinik görünümün önde gelen özelliğidir ve klinik açıdan değerlendirmeyi gerektirecek kadara şiddetlidir.Ağrı klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur.Ağrının başlangıcı, şiddeti, alevlenmesi ya da sürmesinde psikolojik etmenlerin önemli rolünün olduğu yargısına varılır. Bu semptomlar belirli bir amaca yönelik olarak ortaya çıkartılmakta ya da bu tür semptomları varmış gibi davranılmaktadır.









4) Hipokondriasis (Hastalık Hastalığı) 

Hastalar bir öksürüğü, terlemeyi, soğuk algınlığını, sivilceyi veya yarayı ciddi ve büyük bir hastalığın işareti sayarlar. Kişide bir hastalık olmadığı halde kişi kendisinde ciddi bir hastalık olduğuna inanır. Sürekli hastalık kaygısı ve bedensel yakınmaları vardır. Muayenelerinde bir hastalık bulunmaması ve labratuvar testlerinde sonuçlarının normal çıkmasına rağmen bu sonuç hastaya belli süre güven sağlasa da belirtiler tekrar geri döner. Kişilerde hastalık inancı sanrı düzeyinde değildir. Günlük dilimizde ise bu kişilere ‘’ Hastalık Hastası’’ denilir. Kişiler kalp uzmanlarına gider; fakat kişinin kalp elektrosu ve muayenesi normal çıkar. Kişinin mesleki, kişisel işlevlerinde bozulmalar olur. Bu hastalar bedenleriyle ilgili doğuştan aşırı duyarlıdırlar. Kişilerin başkalarına karşı olan saldırganlık dürtüleri vardır fakat belli bir beden bölümü ile kişinin kendisine yönlenmişti. Yani başkalarına olan öfkelerinin regresyonu ( bastırma), fiziksel yakınmalara duyulan öfkenin deplasmanı (yer değiştirme) söz konusudur. Kişi vücudunda algıladığı niteliksel ve niceliksel farklılıkları yanlış yorumlar be bunlara kötü anlamlar yüklerler. Kişilerde en sık mide- barsak, kalp- damar sistemleri ile ilgilidir. Kişinin tedavi sürecinde aralarda iyileşmeler seyreder fakat kronik gidişli bir hastalıktır. Bu hastalıkta kadın- erkek oranı eşittir. Yaş olarak her yaşta ortaya çıkabilir fakat kadınlarda 40’ lı, erkeklerde ise 30’ lu yaşlarda daha farklı görülür. Birinci dereceden akrabalarda ve tek yumurta ikizlerinde daha fazla görülür.

DSM IV Tanı Kriteri Kitabına Göre;

Kişinin vücut semptomlarını yanlış yorumlamasına bağlı olarak, ciddi bir hastalığı olacağı korkusunu ya da ciddi bir hastalığı olduğu düşüncesini taşıyıp durması.

Yeterli tıbbi değerlendirme yapılmasına ve güvence verilemesine karşın bu düşünceler sürüp gitmektedir.

Bu düşünceler klinik açıdan belli bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya devam eder.

Bu bozukluk en az 6 ay sürer. 


5) Beden Dismorfik Bozukluğu

Bu tür hastalar bedenlerinin tümünde ya da bir bölümünde kusurlarının 
olduğuna inanırlar. Bazen bedenlerinin bir bölümünde hafif kusurlar 
bulunabilir fakat bu kusurla uğraşmaları gerçek kusurla bağlantılı 
değildir. Örneğin hafif kemerli bir buruna sahip olan bir hasta kafasını 
burnunun çirkinliğine takabilir. Bunun için birkaç estetik cerrahı 
dolaşırlar. Bu kişiler görünümlerindeki hayali bir kusur ile uğraşıp 
dururlar. Hafif bir fiziksel anormalisi varsa kaygısı bu anlamda aşırıdır. 
Kişi bu uğraşından dolayı mesleki, toplumsal alanlarda sıkıntılar yaşar.

DSM IV Tanı Kriteri Kitabına Göre;

Görünümündeki hayali bir unsur ile uğraşıp durma. Hafif bir fizik anormali varsa 
bile kişinin kaygısı buna çok belirgin aşırıdır.

Bu uğraş, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarında 
bozulmaya neden olur. 


Somatoform Bozukluklarda Tedavi

Somataform bozukluklarda bireysel ve grup psikoterapi ile uygun hastalarda 
daha iyi sonuç alınabilir. Psikoterapiden alınacak sonuçlar terapist kadar hastanın 
deneme ve becerisine bağlıdır. Hastanın kendini tanımaya ve şikayetleri ile sorun 
ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik bir merak ve gayreti 
içerisinde olması gerekir.

Kaynakça:

K. Ertuğrul, DSM- IV: Diagnostik and Statistical Manuel of Mental Disorders, 
Washington, Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994, 189

(Bu anlamda bir sıkıntı yaşıyorsanız lütfen danışmanlık alınız) .

0533 373 81 23


1344 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

özgüven - 02/03/2012
özgüven
NEOFOBİ - 13/02/2012
NEOFOBİ
çocuklarda parmak emme alışkanlığı - 02/02/2012
çocuklarda parmak emme alışkanlığı
kararsızlık - 30/01/2012
kararsızlık
uçuş fobisi - 30/01/2012
uçuş fobisi
mitomani - 30/01/2012
mitomani
panik atak - 30/01/2012
panik atak
çocuklar için hayali arkadaş - 30/01/2012
çocuklar için hayali arkadaş
iş stresiyle başa çıkma yolları - 30/01/2012
iş stresiyle başa çıkma yolları
 Devamı